ekmek kırıntısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekmek kırıntısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Nisan 2013 Salı

Arnavutciğeri kroketleri yanında soğan reçeli ve maydanoz püresi



Arnavutciğeri kroketleri yanında soğan reçeli ve maydanoz püresi


(Dört kişi için)

Malzemeler: 
Bir su bardağı kadar zarı soyulup kuşbaşı (1.5 cm küp) kesilmiş kuzu ciğeri; 1/2 bardak beyaz un; bir çay kaşığı toz kimyon; bir tatlı kaşığı toz kırmızı biber; bir çay kaşığı taze karabiber; bir yumurta; iki çorba kaşığı süt; iki bardak ekmek kırıntısı; kızartmak için sıvı yağ. Üç adet iri soğan; bir çorba kaşığı nar ekşisi; üç çorba kaşığı toz şeker; 2 çorba kaşığı zeytinyağı; bir çay kaşığı sumak. Bir bardak maydanoz yaprağı; bir tatlı kaşığı tereyağı; biraz tavuk suyu.

Yapılışı: Soğanları soyup yukarıdan aşağıya ikiye kesip ince ince piyaz gibi doğrayın. Bir tencereye zeytinyağını koyun, orta ateşte doğranmış soğanları yumuşayana dek 10-15 dakika karıştırarak pişirin. Şeker, nar ekşisi ve sumağı da ekleyip beş dakika kadar daha soğanlar tamamen yumuşayıp suları neredeyse bitene dek pişirmeye devam edin. Çok kuruyup tavaya yapıştıklarında, birer kaşık su ilave edin. Maydanozları bir tavaya koyup üzerlerini örtecek kadar tavuk suyu ekleyin ve 15 dakika kadar orta ateşte pişirin. Rondoda öğütün, tel süzgeçten suyunu süzün, kalan posayı tavada tereyağıyla karıştırın.

Üç adet çukur tabaktan birinin içine un, diğerine yumurta ve süt, ve sonuncusuna ekmek kırıntılarını koyun. Unlu tabağa kimyon, kara biber, kırmızı biber ekleyip hepsini karıştırın. Yumurtayla sütü tabağın içinde çırpın. Ciğerlerin üzerine tuz serpin ve unlu tabağa alıp iyice una bulayın. Bir tel süzgecin içine aktarıp fazla unlarını eleyerek atın. Unlanmış ciğerleri yumurtaya iyice bulayın ve ellerinizle dışarı alıp içinde ekmek kırıntısı bulunan tabağa aktarın.

Şimdi ellerinizi kağıt havluyla iyice kurulayın. Aksi halde ekmek kırıntıları ciğerlere değil ıslak ellerinize yapışır. Ellerinizle çevire çevire kırıntıların ciğerlere iyice yapışmasını sağlayın. Ellerinizi kağıt havluyla tekrar temizleyip kurulayın. Şimdi de ciğerleri birer birer avucunuza alıp, bolca ekmek kırıntısıyla birlikte sıkarak yapabildiğiniz kadar yuvarlak bir form vermeye çalışın. Tam yuvarlak olmazlarsa da sorun değil. Tavada kızdırdığınız, daha önce hiç kullanılmamış sıvı yağ içinde hızla çevirerek kızartın. Kahverengi olunca delikli kepçeyle dışarı alıp, içinde kağıt havlu serili bir tabağa aktarın.

Servis için, sıcak soğan reçelinden bir kaşık alıp bir tabağın orta yerine yerleştirin. Bir çay kaşığı kadar maydanoz püresini soğanların etrafına sos olarak gezdirin. Soğanların üzerine üç veya dört ciğer kroketi oturtup, başlangıç iştah açıcı yemeği olarak servis edin. Kesinlikle daha fazla isteyecekler, ama siz vermeyin. Zira böyle lezzetli bir şeyi ne kadar az miktarda sunarsanız, tadı o denli unutulmaz olur.

EV YAPIMI EKMEK KIRINTISI KULLANIN


Mutfaklarımızda, nereden geldiğini bilmediğim çok kötü bir adet var: Hazır galeta unu kullanmak. Şinitzel veya ekmekle kaplanacak diğer yemeklerde, sanki bir emirmiş gibi bu çarşı malzemesi kullanılıyor. Bu çok yanlış uygulama inanılmaz bir lezzet kaybına yol açıyor. İşin doğrusu, mümkünse her zaman ev yapımı ekmek kırıntısı kullanmaktır. Üstelik bu malzeme yemeklerinizi sadece çok daha lezzetli yapmakla kalmıyor, aynı zamanda da çok basit hale getiriyor.

Bunun için şunları yapmanız gerekiyor: Bir somun ekmeğin kabuklarını bıçakla keserek alın. Dilimlere kesip bir fırın tepsisinin içine yerleştirin. 170C derece fırında 20-25 dakika kadar kurutun. Ardından bir mutfak robotu, Rondo veya blender içinde bunları hızlı devirde çok küçük kırıntılar haline getirin. Ya da elekten geçirin. Ekmeklerin kısmen un gibi, kısmen de kırıntı haline geldiğini göreceksiniz. Bu iyi bir şeydir ve böylece kırıntıları bu şekilde karışık olarak kullanmalısınız. Ağzı kapalı bir torba içinde bu ekmekleri derin dondurucuda dondurabilir, gerektiği zamanlarda kullanabilirsiniz. Ama, yemeğe meraklı biriyseniz, lütfen bundan başka bir ’pane’ malzemesi kullanmayın.


Kaynak:Hürriyet - Arman Kırım

19 Mayıs 2011 Perşembe

Su teresi ve tavuk pane

Su teresi ve tavuk pane



Su teresiyle olan tanışıklığımız, iki sene öncesine dayanıyor. Kendisiyle ilgili tarifleri yemek kitaplarında okuyup, nasıl bir tadı olabileceği konusunda tahmin yürütürken, pazarda birden ona rastlayıverdim. Meğer Anadolu'da, değişik isimlerle bilinir ve yenebilen diğer otlar gibi çok sevilirmiş. Diğer isimleri: Acı gerdeme, Gerdeme, Kerdeme, Kardomot, Sukerdemesi ve Sumancası.
Serin havaları seven, temiz su kenarlarında kendiliğinden yetişen bu çok yıllık otsu bitkinin, körpe yaprakları, dalları; tereye benzer fakat ondan daha baharlı ve acı bir tadı var. Su teresi, Avrupa ve Asya'da biliniyor. Kuzey Avrupa'da 16. yy.'dan beri tarım bitkisi olarak yetiştiriliyor. Çinliler hafifçe haşlayıp, susam yağıyla sote ediyorlar.  Fransızların patatesli ve su tereli çorbaları meşhur. İtalyanlar, minestrone çorbalarının içine eklemeden duramıyorlar.
Ben ise iki senedir, Ekolojik pazarda, onları bulabildiğim için çok mutluyum. Roka ve tere kadar populer olmadığından, küçük bir öbek su teresi, tezgahın üstünde her zaman bekleşiyor. Halbuki bilseler ne kadar yararlı olduğunu.
Aldığım su terelerini kese kağıdına sarıp, buzdolabı poşetinin içine koyuyorum. Bu şekilde buzdolabında bir hafta kadar bekleyebiliyorlar. Salata yapacağım zaman, mevsimin diğer otları ve yeşillikleriyle karıştırıyorum. Bir miktar su teresi, roka, kuzukulağı ve turptan yapılmış baharlı salata, kızartmaların yağını dengeliyor. Salata sosu olarak; bir tatlı kaşığı küçük küçük doğranmış kırmızı soğanı, Nar'ın muhteşem ötesi karadut ekşisini veya incir sirkesini, bir miktar limonu ve zeytinyağını karıştırıp, tuzla tatlandırıyorum. Bu salata sosunu, iyice yıkanmış ve salata kurutucusunda iyice kurutulmuş otlarla karıştırıp, servis yapıyorum.
Nar'ın organik ekşilerini, pekmezlerini ve sirkelerini bir kere tatmanızı tavsiye ediyorum. Nefisler! 


Panko, Japon mutfağının alamet-i farikası. Japonca, "ekmek kırıntısı" anlamına gelen bu malzeme; et, tavuk, balık, sebze gibi yiyecekleri panelemede, harikalar yaratıyor. Yaprak yaprak, 2-3 mm. ebatlarındaki taneler, kızartma aşamasında yağı içine çekmiyor. Böylece yiyeceğin üzerinde altın rengi, hafif, çıtır çıtır bir kabuk oluşurken, içi yumuşacık ve nemli kalıyor. Yemeğinizi yerken, kızartma yağının ya da bayat galeta ununun kokusunu veya tadını değil, sadece ve sadece yemeğin lezzetini alabiliyorsunuz.
Ben pankoyu gurme.net'ten sipariş verdim. Fakat gurme dükkanlarında veya marketlerde de satılıyor. Eğer evdeki ekmekleri değerlendirmek isterseniz, ev yapımı pankoyla benzer bir lezzet yakalayabilirsiniz. Bunun için bir günlük baget veya somun ekmeğin içini (kabuklarını değil), blendırda ufalayın. Fırını 150 derecede ısıtın. Bir tepsiye fırın kağıdı serin ve ufalanmış ekmek içini üzerine yayın. Fırının orta rafında, ekmeğin nemi tamamen gidinceye kadar, 10 - 15 dakika, ara sıra alt üst ederek bekletin. Ekmeklerin renk değiştirmemesine dikkat edin. Ekmek içleri kızarmamalı, sadece kurumalı. Fırından çıkardığınız ekmek kırıntılarını soğutun ve kullanın. Eğer hemen kullanmayacaksanız, temiz bir buzdolabı poşetine koyup, buzluğa kaldırın. 
Tavuk Pane
Malzemeler: 4 kişilik
  • 2 adet tavuk göğsü (toplam: 500 gr.)
  • 200 ml. yoğurt
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 2 diş sarmısak, kabuğu soyulmuş
  • 3 cm. boyutlarında taze zencefil, kabuğu soyulmuş
  • Deniz tuzu ve taze öğütülmüş karabiber
  • Panko veya ev yapımı ekmek kırıntısı
  • Fındık yağı
Tarif:
  1. Tavuk göğüslerini yıkayın. Kağıt havluyla kurulayıp, yatay olarak ikiye kesin. Böylece elinizde 4 adet, eşit ebatta tavuk göğsü olacak. Tavukları iki şeffaf folyo arasına yerleştirip, et dövücüyle, kalınlığı 5 mm. olana kadar dövün. Etin her yerinin eşit kalınlıkta olmasına dikkat edin. Dövüldüğü için genişleyen etleri ikiye kesin. Şimdi elinizde 8 parça tavuk göğsü olacak. 
  2. Cam ya da porselen, yayvan bir kabın içine yoğurdu, zeytinyağını koyun. Rendenin ince tarafıyla sarmısağı ve zencefili rendeleyin. Tuz ve karabiber serpiştirin. Tavukları bu sosun içine koyup, sosa bulayın. Kabın üzerini şeffaf folyoyla kapatıp, tavukların marine olması için buzdolabına kaldırın. Tavukları 2 - 3 saat bu sosun içinde bekletin. Eğer aceleniz varsa 30 dakika bekleyebilirler.
  3. Tavukları kızartacağınız zaman, onları buzdolabından çıkarın. Yayvan bir tabağa bir su bardağı kadar panko koyun. Tavuk göğüslerini teker teker pankoya bulayıp, bir tabağa dizin. 
  4. Genişçe bir tavaya 1 parmak yüksekliğinde fındık yağı koyun. İyice kızınca tavuk paneleri 2 - 3 parti halinde, tavukların arasında boşluk bırakarak, arkalı önlü kızartın. Eksilen yağı, her defasında, bir parmak yüksekliğe tamamlayın. İyice kızdırdıktan sonra, diğer parti tavukları kızartmaya başlayın.
  5. Püf noktası: Yağ kızmalı ama yanmamalı. Tavuklar 2 - 3 parti şeklinde kızartılmalı.
  6. Altın rengi olana kadar kızaran tavukları, kağıt havlu üstünde biraz süzdürüp, yanında bir dilim limonla servis yapın

Kaynak:.http://www.evcini.com/